16 Ocak 2011 Pazar

TT Arena ve Ultraslan'ın Çöküşü


Aslında ultraslan ile ilgili bölümünü uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu fakat malumunuz dün geceki olaylar artık kaçınılmaz olarak beni bu yazıyı yazmaya itti.Çok derinlemesine konuyu baştan anlatmaya gerek yok.Fakat okuduklarım karşısında şaşkınlığım da had safhada.Şimdi öncelikle şunu belirteyim ve anlamayan arkadaşların aklına sokalım.TT Arena devletin hayır olsun diye Galatasaray'a yaptığı bir stad değil.Galatasaray bu stada geçmek için İstanbul'un en pahalı muhitlerinden biri olan mecidiyeköydeki stadının 49 yıllık kullanım hakkından vazgeçtiğini unutmak ancak ahmaklık olabilir.Bugün benim özellikle sevgili fenerli dostlarıma sormak istediğim bir soru var? Devlet size ümraniyede bizimkinden daha büyük ve daha güzel bir stad yapacak olsa Kadıköy'deki stadın yerini verir misiniz?Bence bu soruya vereceğiniz cevap TT Arena ile ilgili sorularınıza cevap olabilecektir.Fakat şunu her zaman kabul ederim. Bu stad projesi Galatasaray'ın eline yüzüne bulaştırdığı bir konudur. Ne şartlar altında olursa olsun koskoca Galatasaray'ın stadını yerinde yapabilmesi lazımdı. Fakat görüyoruz ki Galatasaray'da idari açıdan ilerlemeyi boşverin hızlı bir gerilemenin içindeyiz.
Yazımın bu bölümünde Galatasaray'ın iki başkanından bahsedeceğim.İlk önce merhum Özhan Canaydın'dan başlayalım isterseniz. Kendisi şu gözlerin gördüğü en kötü başkandır Adnan Polat'a rağmen. Galatasaray'ın milyonlara mal olmuş bir klüp olduğu gerçeğini görememiş,o yozlaşmış, iş bilmez,çağın gerisinde kalmış,dinazorlaşmış lise geleneğine tutunmaya çalışırken taraftarı ne kadar ezdiğini ve bize neler yaşattığını unutacağımızı sananlar gerçekten çok yanılıyorlar.Hep söylerim Galatasaray gibi büyük camialar yönetilirken basit matematik kuralları ya da basit idari yöntemlerle yönetilemezler.Özhan Canaydın'ın yaptığı şova yönelik centilmenlik ve taraftarın duygu ve hislerini hiçe sayan yönetim anlayışının bize yaşattıklarını, koca klübün onların zamanında rakipleri tarafından alay konusu edilebilecek durumlara düşürüldüğünün,medyayı doğru kullanamayarak da haklı olunan konularda bile haksız gibi göründüğünün unutulmaması gerek.Ve ne yazık ki bugün tam da TT Arena'nın açılışında kendisine vefa bekleyenler,en çok onun hakkı geçti diyenler ve şimdiki başkan Adnan Polat'ın tavrını eleştirenleri Özhan Canaydın'lı dönemi bir kez daha hatırlamaya davet ediyorum.Dün o stadta yaşananlar; Sahip Som ve benzeri skandallarını örtmek için Galatasaray Klübünü acz içinde bırakanlar ve bu sebepten de iktidara yalaklananların eseridir.Yıllardır bu klübün geleneğinde olmayan bir şekilde fenerbahçelileştirme çabasında oldukları klübü, iktidar yalakalığıyla çok daha acınası hale sokmuştur.Rahmetli oluşundan ötürü bu yaşananları unutup "ah en çok onun emeği geçti ama adı geçmedi" diyen taraftarın,bizi bu hale sokanların başında Özhan Canaydın'ın geldiğini unutmamasını tavsiye ederim...
Gelelim Adnan Polat'a,kendisi ne zaman ki Adnan Sezgin'i bu başarısızlıklarına rağmen inat uğruna Galatasaray'ın başında tutup Haldun Üstünel'den vazgeçti işte o anda benim nezdimde yaptığı hiçbir ekonomik atılımın ( ki kendisi döneminde Galatasaray tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar yapılmıştır) bir anlamı kalmadı.Adnan Polat yıllarca bizim başkanlığını hayal ettiğimiz,klüp içinde taraftarı en iyi anlayan adam diye baktığımız kişi iken,yeni bir Adnan Polat'a izin vermemiş ve Haldun Üstünel'in önünü keserek vizyonunu ortaya koymuştur.Dünkü olayla ilgili ise söylenecek çok fazla şey yok.Her ne koşulda olursa olsun; Galatasaray Başkanı'nın kendi stadının açılışını terk etme lüksü yoktur.Hele hele bu bir iktidar propagandasını destekleyici hareket şeklinde asla olamaz.Bu konuda Galatasaray taraftarının tutumu tepki gösterilecek değil aksine gurur duyulacak bir harekettir.Milyonlarca taraftarın destekçisi olduğu bir klübün mevcut iktidarın gerek siyasi gerekse sportif açıdan karşısında durma hakkı vardır ve bunu yansıtacakları yer elbetteki stadyumlarıdır.Kendilerine yapılan protesto sonrası ağzı salyalı bir kişiyi podyuma salıp da koca camiayı küçük düşürüp ders verebileceğini sanan dimağlara boyun eğmeyeceğini gösteren Galatasaray taraftarı onlara uzun yıllar unutamayacakları bir ders vermiştir.Şimdi asıl soru Adnan Polat'ın Başbakana olan bu hayranlığının sebebi? Benim bildiğim kadarıyla Adnan Polat yakın zamanda yarım milyar dolara yakın bir rüzgar enerjisi işine girişti.Ne yazık ki doğru yanlış bilmesem de midemi bulandıran fikirleri aklımdan geçirmeden edemiyorum.Eğer ki düşündüklerim doğruysa ve Adnan Polat bu işiyle ilgili sıkıntı yaşamamak adına Galatasaray'a ve taraftarına sırt çevirdiyse o zaman en kötü başkan payesini kayıtsız şartsız kendisine devrediyor ve sadece yazıklar olsun diyebiliyorum.
Konu gerçekten çok çetrefilli olduğu için biraz uzun olduğunun farkındayım ama başlıktan da anlaşılacağı üzere ultraslanın konuyla ilgili yaklaşımını da değerlendirmek istiyorum.Öncelikle şöyle yapalım en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim ki rahmetli AlpAslan Dikmen'den sonra ultraslan olayı çökmüştür.Dün yaptıkları açıklama da bunun ilanıdır.Çok fazla maça gitmesem de öncesi ve sonrasıyla ilgili birşeyler yazabilecek kadar aralarında bulundum.Özellikle rahmetlinin zamansız kaybının ardından tribünde farkedilen lise çağındaki çocukların trübünün sahibiymişçesine bakışları ve bu yöndeki hareketleriyle bazı şeylerin kötüye gideceğini anlamıştım.Alpaslan Dikmen gibi bir birleştiricinin ardından Selo gibi boşbeleş bir adamın kotrolüne giren ultraslanın her geçen gün çirkinleşen tavrını görmemek elde değildi.Tribünde kız arkadaşıyla gelen insanlara saldırmalar,değişik tezahiratlar önerenleri azarlamalar,çıkar çatışmaları için bugün ak dediğine yarın kara demeler yani işin özü duruşunu kaybetmesi ultraslanın sonu olmuştur.Tribün emekçilerine bilet verilmesine karşı değilim.Bence yıllarca bu klübe tribünde destek olmuş insanlara yardımda bulunulması çok abes değil.Fakat o biletleri alan kişilerin bu biletleri satmaları ve bu çıkarlarını kaybetmeme uğruna yönetimi eleştiremeyecek kadar göbekten bağlanmaları kabul edilemez durumlardır.Diyeceğim şudur ki dün gece yaşananlar ve ultraslanın ana sayfasından konuyla ilgili beyanları aslında malumun ilanıdır.Bugünden itibaren Galatasaray tribünleri sadece ultraslan olmayacak ve alternatif grup yapılanmalarıyla zayıflayarak yok olacak bir platform olmaktan öteye gidemeyecektir ultraslan....

18 Ekim 2010 Pazartesi

Galatasaray


Sami Yen'de hoca takımı yenikken Misimovic'i çıkarıp Aydın'ı alırsa o hoca gider....
Galatasaray Başkanı takım kaptanıyla enseye tokat göte parmak olursa o başkan gider..
Galatasaray'ın kaptanı kendi taraftarına siktiri çekerse o kaptan gider....
Galatasaray'ın futbolcusu sahasında mağlupken toptan kaçarsa o stoper gider....

Biz Galatasaray'ı böyle ilkeleri olduğu için sevdik...
Bugün aramıza ihaneti sokmaya çalışan bu zavallılar bilmezler ki günleri gelir hepsi siktirolup gider....

VE GÜN BUGÜNDÜR

23 Eylül 2010 Perşembe

Vakur Olmak...


Bugün türk futbol dünyasının yaratmaya debelendiği bir yıldız adayı var Arda Turan. Hiç sevmedim bu çocuğu neden bilemiyorum. Sabri belki onda biri kadar bile yetenekli değil, belki sahada daha da çirkef ama Sabri'den aldığım elektriği bu adamdan bir türlü alamadım. Haldun Üstünel benim nezdimde tek hatasını o gün, bu adama 10 numarayı verirken yapmıştır "Metin Oktay'ın forması" diyerekten.Biz kimseden Metin Oktay olmasını beklemeyiz. Çünkü başkaları onun gibi olabilseydi o Metin Oktay olmazdı. Bugün Metin Oktay'ı canlı izlemememe rağmen bu kadar tutkuyla kendisini anmamız, adının geçtiği her yerde boğazımızın düğümlenmesine sebep olan şey Metin Oktay'ın sahada yaptıklarından çok hissettirdikleridir.

Liberalleşen Türkiye'nin balon yıldızlarında olmayan en önemli özellik vardı Metin Kaptan'da vakur olmak. Modern dünyanın ezdiği değerlerden birisi belkide bu ağırbaşlılık efendilik kavramları artık küçümsenir, eziklik kabul edilir oldu. Ama biz işte tam da bu yüzden hiçkimseyi onun kadar sevemeyeceğiz bir daha. Çünkü hiçkimse onun kadar vakur olmayacak artık. Arda Turan'ın Fenerbahçeye gitme ihtimali var çünkü bu adam manisada kendi taraftarına siktiri çektiğinde bu olasılığın yakınlığını bize hissettirdi. Ama Metin Oktay'ın yoktu! Yapmadı da. Yapacağını da düşünmedi zaten kimse o hayattayken. O vakurluğuyla gönüllerde saklı, arda turan idmanda takım arkadaşına yumruk atmasıyla zihinlerde. Ve biz bu ayrımın ölene kadar farkında olacağız...

13 Temmuz 2010 Salı

MARADONA



Kaç tane kokainman tanırız ki biz hayatımızda? Ya da değil milyonlar hiç 1 kişi bile bizi gerçekten sevdimi biliyormuyuz?
Maradona aslında hiçte çocuğunuza örnek göstereceğiniz birisi değil mi gerçekten? Peki ya gerçek? Yıllardır hiçbir tartışmada bile karşımdaki insanı ciddiye almadım eğer futbolda Maradona'nın isminin üstüne bir isim düşünebiliyorsa. Bu adamı sevmeyenleri sevebileceğimi düşünmedim hiç mesela.Kolay adam değil Maradona.Hiçte olmadı zaten.Ama bu onu sevmemize engelmi? Hayatını milyonların sevgisine bile köle etmeyen ve tam manasıyla istediği gibi yaşayan bir adamı sevmem çok mu abes?Hayatı boyunca hayata hep siktir çekmiş bu ilah benim de ilahım olmak için başka ne yapabilirdiki? Öğretmenlerinin verdiği ödevleri harfiyen yapan,hayatında hiç komşu camı kırmamış, mahalle kavgası etmemiş, dayak yememiş, eve dönünce babasının ne diyeceğini düşünerek tırnak kemirmemiş adamlar sevmezler bu adamı gayet normal.Hep otoriteye, kendisine sormadan ona biçilen rollere siktiri çekmiş,ters köşeye yatırmış bir adam bizim ilahımız olmasın da kim olsun.Seviyoruz seni DİOS. Bugün ve daima.......

25 Şubat 2010 Perşembe

Al da gel!



Alın da gelin aslanlar!
Biz seni Uefa Kupan yokken de çok sevdik
hep de seveceğiz
ama sana yakışanı yap
Al da gel!
Tesadüf diyenler ıkınırken,
amigolar yorumculuk yaparken,
herkes seni küçük görmeye çalışırken
Al da gel!
İstanbulun göbeğinde madridliler türemişken
Al da gel!
Herkes bilirken tek gerçeği,
yapabilecek tek sensin bunu,

AL DA GEL!

25 Ocak 2010 Pazartesi

Kewell giderse....



Bu harekete katılmamam beklenemezdi herhalde. Bakın şaka yapmıyorum. Harry Kewell giderse çocuğumu keserim! Çocuğun yok mu dediniz? O daha kötü ya önce sizinkileri keserim o zaman. Haldun akıllı olsun!

2 Ocak 2010 Cumartesi

Alpaslan Dİkmen


Çok özlüyoruz be abi!Gidişinin ardından ne hale geldi koca tribün. Ne ayaklara düştü. 23 yaşında çocuğun siktirine geldi tribünler. Ah be abi!