10 Kasım 2008 Pazartesi

Arda TURAN


30 Ocak 1987'de doğmuş Türk futbolunun son süper yıldızı.Henüz 21 yaşında ve bu ülkenin en büyük iki takımından birinin en büyük kozu olarak lanse ediliyor.Aynı şey milli takımda da geçerli.Arda'nın yetenekleri konusunda şüphesi olanların ya da öyle konuşanların taraflı olmaktan çok öte rahatsızlıkları vardır.Fakat yetenekleri kişiliğinin arkasına düşen futbolculardan(bakınız:malum 5 numara) olmasına ramak kalmış bir oyuncu.Çok eski değil daha geçen senenin başında A takıma katılan ve sezona müthiş başlangıç yapan bir futbolcuydu Arda.Kaleye hızla ve dikine giden,her türlü rakibi tekrar tekrar ve süratle geçebilen,isabetli ve bitirici ortalar yapabilen kısacası oynayan oynadıkça da takımı oynatan 20 yaşında bir yetenek.Herkes öyle bir büyülendiki bu adamın oynadığı futboldan ligin bütün ışıkları üzerine çevrildi her hafta "abi elimizden kaçırmayalım süper paraya satarız bu adamı" geyikleri tavana vurmuştu.Her ne kadar yetenekleri çerçevesinde çok iyi gibi gözükse de daha o günlerde kafamda çelimsizliğiyle ilgili soru işaretleri oluşsa da o büyülenmişlik içinde çok düşünmedim geleceği.Sonra Arda furyası yavaş yavaş solarken hepimiz gördük ki bu adam henüz güçsüz her hafta maç yapmayı,oynadığı maçlarda Galatasaray gibi bir takımın yükünü kaldıramaz hale gelmişti.Elbette ki form düşüşleri olacak demiştik kendi kendimize ama aklımda da sürekli burda tutmasınlar gitsin bir avrupa kulübüne de hakikaten avrupa kültürü alıp orda yetişip büyüsün fikri vardı.Ardından Euro 08 başladı gerçekten sezon başındaki Arda'yla karşılaştık.Sorumluluk alan rakibi zor durumlara sürükleyen,etkili ve yıkıcı bir güçtü.Yarı finale uzanan yolda milli takım adına önemli işlere imza atıp tarihi başarının önemli isimlerinden olmuştu.Ve beklendiği gibi transfer dedikoduları geçikmedi.Milan diyen mi ararsın Juventus diyen mi Arsenal diyen mi?Biz gülüp geçsek de çoğu kişi ciddiye aldı.Sanırım işin kötüsü Arda da ciddiye aldı.İlk başlarda çıktığı röportajlarda heyecandan sesi titreyen adam gitmiş yerine Ed Hardy giyen,teknelerde manitalarla takılan,gevşek bir gülüş sahibi çiğ bir adama dönüşümüne hep beraber şahitlik ettik.Göz göre göre bu yaşananlara müdahale etmeyen Galatasaray yönetimi Arda'nın bugünlerinden de sorumludur.Daha geçen sene formu düşmeye başladığında kendime not almışım bu adamla ilgili:"Çok durarak oynuyor,topu çok eziyor bu futbolla avrupada işi yok kariyerinin zirvesi 2002'deki Hasan Şaş olur.Bence bir mahsuru olmasa da kendisi açısından kötü bir tercih" diye.Bugün anlamadığım bir şekilde şişirilen bu genç yeteneğin geldiği noktaya en üzülen insanlardan birisiyim.Ama bazı noktaları da artık görmemiz gerek diye düşünüyorum.Galatasaray gibi köklerin,saygının,asaletin temelini oluşturduğu bir camiada bu çiğlikleri yapmasını aklım almıyor.Tamam biliyorum ki henüz genç,elbet hayat sadece futboldan ibaret değil fakat yapması gerekeni yaptıktan sonra bu adama laf söyleyecek kimse olduğunu sanmıyorum.Dehşetle izliyorum basını en yakın örnek de son Benfica maçı.Ömer Üründül televizyonda ardından gazetelerde köşe yazarları Arda'yı yere göğe sığdıramıyor.Anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum o maçta belki de takımın tek aksayan tarafıydı bu adam.Olimpiakos maçını stadda izledikten sonra dedim ki kapris yapıyor sağa geçince.Kewell bile sağa geçince elinden geleni yaparken bu adam kanadından edilince hiçbirşey yapmamaya başlıyor.Tamam ters gelebilir ama sen en azından mücadeleni yapmalısın Arda kardeşim.Eğer basının yazdığı gibi bu Arda süperse avrupa şampiyonasındaki ardayı tanımlamak için ne diyecekler peki?Olmadan oldum sanmak gençliğin en büyük sorunlarından birisidir.Ve Arda daha kariyerinin başında ununu elemiş eleğini asmış havasından kurtulamazsa ligimize hapsolmuş Sergen Yalçın ve Hasan Şaş gibi büyük yeteneklerin yanından ötesinde bir yer edinemez futbol tarihinde.Yanlış anlaşılmasın ismi geçen iki futbolcuya da büyük saygı ve sempati duyarım ama beklediğim ve görmeyi umduğum Arda hakikaten avrupanın büyük kulüplerinden birinde oynayıp her attığı çalımda "işte bizim yetiştirdiğimiz adam hacı" diyerek övünmek istediğim adamdır.İngilizlerle konuşurken Arda ismini duyduklarında bana sorular sormaya başlamalarını sağlayan adamdır.Kısacası Arda Hasan Şaş ya da Emre Belözoğlu abisinin kardeşi değil Kewell'ın öğrencisi olmaya çalışmalıdır.Hem de acilen...

Hiç yorum yok: